Pages

17 Mayıs 2011 Salı

Karadeniz Bölgesi

 

Karadeniz Bölgesi

 




Yeryüzü şekilleri

Bölgenin yeryüzü şekillerini III. jeolojik devirde Alp kıvrımları sonucu oluşan doğu- batı yönündeki
Sakarya nehrinin aşağı çığırında Adapazarı il merkezinin yer aldığı Akova'da denilen ova.
...Tümünü okumak için linke tıklayınız.
Kuzey Anadolu Dağları ile bu dağlar arasındaki oluklar oluşturmaktadır.


<p>Karadeniz Bölgesi Haritası

Karadeniz Bölgesi Haritası


Batıda üç kuşak halinde uzanan bu dağlar kuzeyden güneye doğru;
Kuzey Anadolu Dağları Anadolu’nun kuzeyinde bulunan sıradağların umumi adı. Bu bölgede dağlar, batıda Marmara bölgesinde başlayıp, doğuda Güney Kafkasya’ya doğru gittikçe yükselerek, Karadeniz kıyılarına paralel birkaç sıra halinde uzanırlar. Kızılırmak ve Yeşilırmak deltaları, bölgenin geniş ovalarını meydana getirirler. Ovaların hemen gerisinde bulunan kıyı dağlarının yüksekliği, Rize Dağlarında 3500 metreyi aşar ve Kaçkar Tepesinde 3937 metreyi bulur. Bu bölgede T
...Tümünü okumak için linke tıklayınız.
Küre, Bolu-Ilgaz ve
Küre uzayda, sabit bir noktadan eşit uzaklıktaki noktaların meydana getirdiği içi boş veya dolu geometrik şekil. Bu sabit noktaya kürenin merkezi, eşit uzaklıklara da kürenin yarıçapı denir.

Merkezden küre yüzeyindeki herhangi bir noktaya olan mesafeye de kürenin yarıçapı denir. Kürenin iki noktasını birleştiren ve merkezden geçen doğru ise kürenin çapını teşkil eder. Kürenin kirişi, küre yüzeyi üzerindeki iki noktayı birleştiren doğrudur. Küre yüzeyinin üzerinde bulunan ve çapı, küren
...Tümünü okumak için linke tıklayınız.
Köroğlu dağları şeklindedir. Ortada Canik Dağları ve Doğuda ise iki kuşak halindedir. Bunlar; kuzeyde Giresun-Rize Dağları, güneyde ise Mescit, Kop ve Çimen dağları şeklindedir.

Karadeniz boyunca uzanan dağların yükseltileri batıda 2000 m civarında olup, Orta Karadeniz'de 1000 m'ye kadar inmekte, doğuda ise yükselti 4000 m'ye çıkmaktadır (en yüksek yer Rize’de
Köroğlu Dağları İç Batı Karadeniz’deki sıradağ. İç Anadolu bölgesini Karadeniz bölgesine bağlayan sıradağlar. Doğuda Osmancık dolaylarında Kızılırmak dirseğinden, batıda Bilecik dolaylarında Sakarya vadisine kadar uzanır.

Kuzeyindeki Bolu-Ilgaz Dağlarından Devrez veUlusu-Gerede Çayı yatakları ile ayrılır. Güney sınırını ise Sakarya Nehri, Kimir Çayı ve Kızılırmak tayin eder.

Dağların doğu batı istikametinde uzunluğu yaklaşık 400 km civarındadır. En yüksek noktası Aladağ kütlesi üzer
...Tümünü okumak için linke tıklayınız.
Kaçkar dağıdır).

Dağların kıyıya paralel uzanması nedeniyle kıyıları fazla girintili - çıkıntılı değildir. Küçük koylar hariç, kıyılarda önemli girinti ve çıkıntı yoktur. Bu nedenle Sinop limanı dışında, büyük gemileri barındıracak doğal limandan yoksundur..
Güçlü dalgalar, kıyıda
Kaçkar Dağı, Kuzey Anadolu Dağları'nın (Doğu Karadeniz Bölümü, Rize'nin 60 km güneydoğusunda) 3.937 m yükseklğindeki en yüksek doruğu.
...Tümünü okumak için linke tıklayınız.
oluşumuna neden olur. Kıyılar boyuna kıyı tipi özelliğini taşır. Kızılırmak ve
Kızılırmak Nehri Türkiye topraklarından doğarak yine, Türkiye topraklarından denize dökülen en uzun akarsudur. Uzunluğu 1.355 km’dir. Deniz taşımacılığı için kullanılmaz. Başlıca kolları Delice Irmağı, Devrez ve Gökırmak’tır.
...Tümünü okumak için linke tıklayınız.
Yeşilırmak ağzında oluşan deltalar dışında, kıyı çoğu yerde diktir.

Bölgenin kuzeye bakan yamaçlarında, yamaç yağışları artmıştır.
Kıyı kesim ile iç kesim arasında önemli iklim farklılıkları ve buna bağlı olarak da tarımı yapılan ürün çeşidinde değişiklikler görülmektedir.
Yağış ve eğimin fazla olması, zeminde killi toprağın bulunması, bölgede heyelanlara yol açar. Heyelan olayının en fazla görüldüğü bölgemizdir.
Dağların yükselti ve doğrultusu, ulaşım, iklim ve tarımsal faaliyetleri de etkiler. Orta Karadeniz dışında ulaşım Zigana (Kalkanlı) ve Kop geçitler gibi önemli geçitlerden sağlanmıştır.
Yeşilırmak Karadeniz’e dökülen, Türkiye’nin önemli akarsularından biri. Sivas’ın kuzeydoğusundaki Kösedağı (2812 m)ndan doğar. Kelkit ve Çekerek ırmaklarını alarak büyür. Uzunluğu 519 km, yağış alanı toplamı 36.000 km2dir.
...Tümünü okumak için linke tıklayınız.
Trabzon'un gelişmesine neden olmuştur.


Trabzon Karadeniz bölgesinin doğusunda yer alan il. İl toprakları 40° 33’ ve 41° 07’ kuzey enlemleriyle 37° 07’ ve 40° 30’ doğu boylamları arasında yer alır. Batıdan Giresun, güneyden Gümüşhane ve Bayburt, doğudan Rize illeri, kuzeyden ise Karadeniz ile çevrilidir. Trafik numarası (61)dir
...Tümünü okumak için linke tıklayınız.
Sinop, doğal limana sahip olduğu halde, dağların ulaşımı zorlaştırması nedeniyle diğer liman kentleri kadar gelişmemiştir .

Dağların kıyıya paralel olması tarım alanlarını sınırlandırmıştır. Dağlarda eğimin fazla olması makineli tarımı zorlaştırmıştır. Bölgede hayvan ve insan gücüne halâ ihtiyaç duyulmaktadır.
Dağların geniş yer kaplaması büyük kentlerin kurulmasını önlemiş, kentlerin kıyıda birbirine yakın ve küçük olmasına yol açmıştır.

Akarsu ve göller

Bölgenin en önemli akarsuları, Çoruh( Türkiye'nin en hızlı akışlı akarsuyudur), Yeşilırmak, Kızılırmak, Bartın(Üzerinde ulaşımın yapılabildiği tek akarsuyumuzdur) ve Yenice (
Sinop Karadeniz Bölgesinin batı ve orta bölümünde yer alan bir ilimiz. İl toprakları 41° 12’ ve 42° 06’ kuzey enlemleriyle 34° 14’ ve 35° 26’ doğu boylamları arasında kalır. Doğudan Samsun ve Çorum, batıdan Kastamonu illeriyle çevrilidir. Sinop’taki İnceburun, Türkiye’nin kuzeyindeki en uç noktasıdır. Trafik numarası 57’dir.
...Tümünü okumak için linke tıklayınız.
Filyos) çayları ile bir bölümü bölgede yer alan Sakarya'dır.

Kaynağını dağ sıralarının denize dönük yamaçlarından alan akarsular bol yağış ve eğim nedeniyle, gürdür. Ancak küçük dereler halindedir.
Bölgede göller az ve küçüktür. Başlıcaları; Tortum, Sera, Abant ve
İsmini denize döküldüğü yerleşim biriminden alan akarsu.
...Tümünü okumak için linke tıklayınız.
Yedigöller (heylan set gölleri),
Bolu - Yedigöller Milli Parkı
...Tümünü okumak için linke tıklayınız.
Uzungöl (alüvyon set gölü)'dür.


İklim ve bitki örtüsü

Bölgede Karadeniz iklim şartları etkilidir. Her mevsim yağışlıdır. Yıllık sıcaklık farkı azdır. Yazları serin, kışları ılıktır.

Türkiye'nin en fazla yağış alan bölgesi Karadeniz'dir. İl olarak Rize (2400 mm)en fazla yağış alan ilimizdir ( Sebebi güneyindeki yüksek dağların hakim rüzgar yönüne dik olmasıdır.) Yıllık yağış miktarı 1500 mm kadardır.
Dağlar kıyı kesimin nemli havasının iç kısımlara geçmesini engeller Bölgenin kıyı ile iç kesimleri arasında önemli iklim farkları görülür.
Kıyıdan iç kesimlere doğru gidildikçe hem yağış oranı azalmakta, hem de karasallık nedeniyle sıcaklıklar düşmektedir. Karasal iklimin görüldüğü yerlerde yazlar sıcak, kışlar soğuk ve kar yağışlıdır.
Dağların yükselti ve doğrultusu nedeniyle Orta Karadeniz'de denizel iklimin yayılma alanı, Doğu ve Batı Karadeniz'e oranla daha geniştir.

Trabzon'un Çaykara ilçesine bağlı turistik belde.Trabzona olan uzaklık 99 km Çaykara'ya ise 19 km'dir.sık ormanları ve doğal güzelliği ile özellikle arap turistleri cezbetmektedir. Gölün oluşum hikayesi: Vadinin ortasında bulunan ve yamaçlardan düşen kayaların Haldizen deresinin önünü kapatmasıyla oluşmuş göl, “Uzungöl” olarak bilinir ve çevreye aynı ad verilmiştir.
...Tümünü okumak için linke tıklayınız.
Orta Karadeniz Bölümü'nde dağların iç kısımlardan başlaması nedeniyle yağış miktarında azalma görülür. Yıllık yağış 700 mm'ye kadar iner. Batıya doğru yağışlar tekrar artış gösterir, yıllık 1000 mm'yi geçer.

Doğu Karadeniz'in kıyı kesiminde kış sıcaklık ortalamaları fazla düşmediğinden burada narenciye (turunçgiller) tarımı yapılabilmektedir.
Bölgede dağların denize bakan yamaçları bol yağış aldığından gür ormanlarla kaplıdır. İç kısımlara gidildikçe soğuğa dayanıklı ağaç türleri ile bozkırlar bitki örtüsünü oluşturur. Kıyıdan yamaç boyunca yükseldikçe sıcaklığın düşmesine bağlı olarak bitki örtüsünün değiştiği görülür. Kıyıdan 800 metre yüksekliğe kadar olan alanda yayvan yapraklı ağaçlar, 800 - 1500 metre arasında karışık yapraklı ,1500-2000 metreye kadar olan alanda iğne yapraklı ağaçlar, 2000 metreden sonra ise dağ çayırları görülmektedir.
Bölgenin yağış dağılışında hakim rüzgâr gönü ile yamaçların konumu ve yükseltisi en önemli etkenlerdir. Batı Karadeniz ile Doğu Karadeniz'in yıllık ortalama yağış miktarının Orta Karadeniz'den fazla olmasında; Batı ve Doğu Karadeniz'de kıyının hakim rüzgâr yönüne dik uzanması ve yükseltinin artması rol oynar. Kıyılardaki yağış miktarının fazla ve düzenli oluşuna bağlı olarak;
Melet çayından Sinop'un doğusuna kadar uzanır. Doğu Karadeniz Bölümü'ne göre güneye daha fazla sokularak Tokat ve Çorum illerinin büyük bölümleri ile Amasya ilinin tamamını içine alır.
...Tümünü okumak için linke tıklayınız.
Akarsuların debileri yüksektir.

...Tümünü okumak için linke tıklayınız.
Tarımda sulama fazla gerekmez ve nadas tarımı çok az görülür. Orman alanları geniştir. Orman yangınları görülmez.

Tarım

Her mevsim yağış görülmesi, yaz kuraklığı isteyen (
Tarım, bitkisel ve hayvansal ürünler elde etmek amacıyla toprağı işlemeyi ve hayvan yetiştirmeyi içeren etkinliklerin tümü. Tarımla ilgili işler dünyanın bazı bölgelerinde binlerce yıl öncesinden pek farklı olmayan yöntemlerle yürütülürken, bazılarında ileri teknoloji içeren, makineleşmiş tekniklere dayandırılır. Sosyoekonomik koşullardaki çok yönlü gelişmelere karşın dünyada tarım sektöründe çalışanlann sayısı ekonominin öbür dallarındaki toplam işgücünden hâlâ daha yüksektir.
...Tümünü okumak için linke tıklayınız.
buğday,
Buğday (Triticum), buğdaygiller (Poaceae) ailesinden bütün dünyada ıshahı yapılmış tek yıllık otsu bir bitkidir. Karasal iklimi tercih eder. Mısır ile birlikte dünya çapında ikinci en fazla ekimi yapılan tahıldır. Bunları pirinç takip eder. Buğday; un, yem üretilmesinde kullanılan temel bir besin maddesidir. Kabuğu ayrılabileceği gibi kabuğu ile de öğütülebilir.
...Tümünü okumak için linke tıklayınız.
arpa,
ARPA ARPA (Hordeum sativum); Alm. Gerste (f), Fr. Orge, İng. Barley. Familyası: Buğdaygiller (Gramineae). Türkiye’de yetiştiği yerler: Anadolu’nun her yeri.

En önemli hububatlardan birisi. Arpanın tarihçesi çok eskilere dayanmaktadır. Eski Mısır hiyerogliflerinde ve piramitlerinde arpa resimlerine rastlanmaktadır. Genellikle ılıman ve sıcak iklimleri seven arpanın anavatanı Önasya’dır. Buğday kadar verimli olmamakla birlikte kıraç ve verimsi
...Tümünü okumak için linke tıklayınız.
yulaf,
Familyası: Buğdaygiller (Graminae). Türkiye’de yetiştiği yerler: İç Anadolu, Marmara, Akdeniz bölgeleri.

50-150 cm boyunda, bir yıllık otsu bir tahıl bitkisi. Yulafın çiçek durumu arpa ve buğdaydan çok farklıdır. Burada başak yerine bileşik salkım durumu yer alır. Başakçıklar 2-3 çiçekli olup, eksen üzerinde salkım şeklinde dizilmişlerdir. Kılçık nispeten kısadır. Kavuzlar tânelere yapışıktır. Tarımda kullanılan türü Avena Sativa’dır.
...Tümünü okumak için linke tıklayınız.
çavdar,
Çavdar (Secale cereale), Poaceae (buğdaygiller) familyasından bir tahıl bitkisi.

Çavdarın ilk kez İÖ 6500 yıllarında Asya'nın güneybatısında yetiştirildiği sanılmaktadır. Soğuğa en dayanıklı tahıl olan çavdar yüksek yerleri, kumlu ve gevşek toprakları sever. Rusya, İskandinav ülkeleri gibi kışları çok sert geçen yörelerde bile yetiştirilir ve sonbaharda ekilip ertesi yıl yaz başlarında biçilir.
...Tümünü okumak için linke tıklayınız.
mercimek,
Mercimek Baklagiller (Leguminosae) Türkiye'de yetiştiği yerler: Güney Anadolu, Ege, Marmara bölgesinde yetiştirilir.
...Tümünü okumak için linke tıklayınız.
pamuk) ürünlerin yetişmesini önlemiştir. Kıyı kesimde tahılın yerini mısır almıştır.

Kış mevsiminde Doğu Karadeniz'de kış ılıklığı
Pamuk, alüvyonlu ve kuvvetli toprakları sever. Derin sürülmüş ve iyi gübrelenmiş topraklara ekilir. Ekim; sıcak bölgelerde şubat, soğuk bölgelerde mart-nisan aylarında yapılır. Ağustos ve eylülde hasat edilir. Pamuk için en büyük tehlike yağmurlardır. Yağmurlar, verimin ve kalitenin düşmesine sebep olur.
...Tümünü okumak için linke tıklayınız.
fındık,
Fındık, huşgiller (Betulaceae) familyasından Corylus cinsini oluşturan çalı ve ağaç türlerinin ortak adı. Kuzey yarımkürenin ılıman bölgelerinde yetişen, çalımsı veya alçak boylu, tek evcikli, erkek ve dişi çiçek ayrı ağaçta, ayrı yerlerde olan bitkiler. Fındığın erkek çiçekleri tırtılsıdır.
...Tümünü okumak için linke tıklayınız.
çay, turunçgil, zeytin gibi ürünlerin yetişmesini kolaylaştırmıştır. İç bölgelerde yağış azlığı orman örtüsünün azlığına, tahıl ve şekerpancarı gibi ürünlerin öne çıkmasına yol açar. Bölgede çalışan nüfusun %70'i geçimini tarımdan sağlamaktadır. En verimli tarım arazileri kuzeye bakan yamaçlarda görülür.

Bölgede yetişen başlıca tarım ürünleri şunlardır:

Fındık : Trabzon, Giresun ve Ordu başlıca üretim alanlarıdır. Türkiye toplam üretiminin % 85'i bölgeden karşılanır.
Çay : Giresun'dan Gürcistan'a kadar olan kıyı şeridinde yetiştirilir. Rize çevresinde yoğunlaşır. Türkiye toplam çay üretiminin %100'ü bu bölgeden karşılanır. Tabii ekim alanı en dar olan ürünlerimizdendir.
Tütün : Daha çok Orta Karadeniz Bölümü'nde (Samsun, Amasya ve Tokat çevresi) yetiştirilir. Ayrıca Batı Karadeniz'de Düzce dolaylarında da üretimi yapılır. Türkiye toplam tütün üretiminin %13'ü bölgeden karşılanır.
Mısır : Bütün kıyı boyunca yetiştirilir.

Elma : Bölgede Amasya başta olmak üzere Kastamonu ve Tokat çevresinde yetiştirilir.
Şekerpancarı: Amasya, Tokat, Kastamonu çevresinde tarımı yapılmaktadır.
Keten-kenevir: Kastamonu başta olmak üzere Sinop, Zonguldak çevresinde tarımı gelişmiştir.
Soya Fasulyesi: Ordu- Giresun çevresinde tarımı yapılmaktadır.
Zeytin: Soğuktan korunmuş Çoruh vadi oluğunda ( Artvin -Yusufeli) tarımı yapılır.
Turunçgiller: Kış ılıklığı sebebiyle Rize çevresinde tarımı yapılır.
Kivi: Son yıllarda Rize ve Trabzon çevresinde tarımı yapılmaya başlamıştır.

Hayvancılık

Bölgede hayvancılık faaliyeti önemli bir ekonomik etkinliktir. Kıyı kesiminde bitki örtüsünün gür olması, yüksek dağ çayırlarının bulunması ve arazinin engebeli olması ve nemli iklim nedeniyle büyükbaş hayvancılık yapılır.Bölgenin kuzeyindeki Karadeniz, balık potansiyeli bakımından zengindir. Türkiye balık üretiminin yaklaşık % 80'i Karadeniz'den karşılanır. Son yıllarda aşırı avlanma ve denizin kirlenmesi nedeniyle balık üretiminde düşme görülmüştür. Karadeniz'de 200 m den daha derinlerde zehirli gazlar sebebiyle canlı hayatı yoktur.Küçükbaş hayvancılık bölgenin iç kesimlerindeki ovaların kenarlarında yaygındır.

Arıcılık faaliyetleri de bölgede gelişmiştir. Özellikle Rize-Anzer yöresinin balları çok ünlüdür.

Yeraltılı zenginlikleri

Taşkömürü : Ereğli - Zonguldak havzasından çıkarılır. Önemli bir kısmı demir-çelik üretiminde enerji kaynağı olarak kullanılır. Ayrıca Çatalağzı Termik Santralinde de taşkömürü kullanılmaktadır.

Çay (Camellia sinensis), çaygiller (Theaceae) familyasından anavatanı, batıda Assam-Birmanya sınırı boyunca uzanan Nagaland, Manipur ve Lushai tepeleri, doğuda Çin ve güneyde Birmanya ve Tayland tepelerinden Vietnam içlerine kadar uzanan bölgeler arasında kalan yelpaze biçimli bir alanın oluşturduğu kabul edilen çalı türü.
...Tümünü okumak için linke tıklayınız.
Bakır :
Alm. Kupfer, Fr. Cuivre, İng. Copper. Sembolü Cu olan bir metal. Kırmızı renklidir. Takriben M.Ö. 8000 yıllarında kullanıldığı bilinmektedir.

Özellikleri: Periyodik cetvelde 1B grubundadır. Hakiki metal olup, eksi değerleri yoktur. Gümüş ve altın ile aynı gruptandır. Atom numarası 29, Atom ağırlığı 63,546’dır.
...Tümünü okumak için linke tıklayınız.
Murgul (
bkz. Murgul, Artvin
...Tümünü okumak için linke tıklayınız.
Artvin), Küre (
Artvin, Doğu Karadeniz bölgesinde yer alan şehri. Dik bir yamaç üzerine kurulan, tarihi ve tabii güzellikleri ile göz kamaştıran Artvin; kuzeydoğusunda Gürcistan sınırı, güneydoğusunda Kars, güneyinde Erzurum, batısında Rize ile çevrilidir. Kuzeybatısında Karadeniz’e, ortalama 50 kilometrelik kıyısı vardır. İl toprakları 40°35’ ve 41°32’ kuzey enlemleri ile, 41°07’ ve 42°26’ doğu boylamları
...Tümünü okumak için linke tıklayınız.
Kastamonu)'de çıkarılmaktadır.


Kastamonu Karadeniz Bölgesi'inde yer alan il. Batı Karadeniz bölümünde Karadeniz, Sinop, Çorum, Çankırı ve Zonguldak illeri ile çevrilidir. 35°45’ ve 42°00’ kuzey enlemleri ile 32°43’ ve 34°37’ doğu boylamları arasında yer alır. Trafik numarası 37’dir. Kastamonu akarsu, dağ, orman ve deniz ilidir. Kuzey Anadolu’nun orta kısmındadır.
...Tümünü okumak için linke tıklayınız.
Linyit:
Linyit, kahverengi kömür de denilen ve tamamına yakını termik santrallerde yakıt olarak kullanılan kömür sıralamasında en alt sırada yer alan bir kömür çeşidir.
...Tümünü okumak için linke tıklayınız.
Merzifon (
Amasya iline bağlı bir ilçe. Yüzölçümü 916 kilometrekare, nüfusu 51989 dur. Yüzeyi ormanlarla kaplı dik...
...Tümünü okumak için linke tıklayınız.
Amasya) ve
Amasya, Yeşilırmak’ın açtığı dar boğaz üzerinde, deniz seviyesinden 400 m yükseklikte, dağ, ova-su ve yeşilliğin kucaklaştığı bir ildir. Yeşilırmak, şehrin ortasından akar. Nehrin batısı eski şehirdir.

Amasya; Yozgat, Tokat, Çorum ve Samsun illeri ile çevrilidir. 35° 03' ve 36° 02' doğu boylamları ile 39°50' ve 41° 02' kuzey enlemleri arasında yer alır. Tra
...Tümünü okumak için linke tıklayınız.
Havza (Samsun) çevresinden çıkarılmaktadır.


Bir havza bir nehir ya da göl havzası, nehirin kaynağı ve sonlandığı yer arasında kalan ve nehire su veren tüm alanı kapsamaktadır.
...Tümünü okumak için linke tıklayınız.
Manganez: Demirin sertleştirilmesinde kullanılır. Zonguldak-Ereğli ve Artvin-Borçka çevresinde çıkarılır.

Endüstri

Demir - çelik Endüstrisi: Divriği (Sivas)'den çıkarılan demir cevheri, Samsun limanı vasıtasıyla taşınarak Karabük ve Ereğli'deki fabrikalarda işlenir.

Bakır Endüstrisi: Murgul (Artvin)'daki bakır cevheri, bu yörede kurulan bakır fabrikasında işlenir. Küre (Kastamonu)'de çıkarılan bakırlar ise Samsun bakır işletmelerinde işlenir ( Sebebi Samsun'un iç kesimlere olan bağlantısının kolay sağlanmasıdır).
Şeker Endüstrisi: Karadeniz Bölgesi'nde üretilen şekerpancarı Turhal (Tokat), Suluova (Amasya) ve Kastamonu şeker fabrikalarında işlenir.
Tütün Endüstrisi: Karadeniz'in, özellikle Orta Karadeniz Bölümü'nün tütünleri, Samsun ve Tokat'taki sigara fabrikalarında işlenir.
Fındık İşleme Endüstrisi: Giresun çevresinde gelişmiştir.
Çay Endüstrisi: Rize ve yöresinde toplanmıştır.
Kağıt Endüstrisi: Aksu ( Giresun), Çaycuma (Zonguldak) ve Taşköprü (Kastamonu) da bulunmaktadır.
Kereste-tomruk Endüstrisi: En fazla Batı Karadeniz Bölümünde gelişmiştir (Sinop, Bartın, Zonguldak, Bolu, Düzce ve Kastamonu çevresinde).
Bölge, maden kömürü, bakır, orman ve deniz ürünleri, çay, fındık, tütün, demir - çelik, keten - kenevir, pirinç, soya fasulyesi bakımından ülke ekonomisine önemli bir katkı sağlar.
Yer şekillerinin ulaşımı engellemesi, doğal limanlardan yoksun olması, ana ulaşım yollarına sapa kalması. Karadeniz Bölgesi'nin gelişimini yavaşlatmıştır.

Turizm

Karadeniz Bölgesi'nin turizm potansiyellerinin başında tabii güzellikler gelir. Karadeniz kıyıları çok çeşitli bitki ve ağaçlar ile bunların oluşturduğu manzaralara sahiptir. faaliyetleri son yıllarda gelişen turizm faaliyetlerinden biridir. 'da ve Ilgaz Dağları'nda kış turizmi yaygındır. Abant gölü ile Yedigöller çevresindeki sayfiye yerleri, Bolu, Düzce, Kızılcahamam kaplıcaları, Amasra, Cide, Sinop, Trabzon ( Sümela Manastırı) ve Amasya'da ( Kral mezarları) yer alan tarihi eserler Karadeniz Bölgesi'nin turizm potansiyellerini oluşturur. Çoruh nehrinde rafting yapılmaktadır. Her mevsim yağışlı olmasından dolayı deniz turizmi gelişmemiştir.

Karadeniz bölgesindeki başlıca tarihi eserler



Giresun Adası

Kıyıdan bir mil açıkta bulunan ada, Karadeniz'in tek adasıdır. 40.000 metrekare olup, halen duvar kalıntıları bulunmaktadır. Halkın gezinti yerlerinden olup, yaz aylarında mavi turlar düzenlenmektedir.

Giresun Kalesi
Kenti ikiye bölen yarım adanın üstüne kurulmuş olup, 500 metrelik bir yol ile ulaşılabilmaktedir. Kalenin M.Ö.2. yüzyılda Pontus Kralı 1.Farnakes tarafından yaptırıldığı sanılmaktadır. Kalenin çeşitli yerlerinde, oyulmuş taş mağralar ve tapınak örnekleri bulunmaktadır. Gazi (Topal) Osman Ağanın mezarı da kalede bulunmaktadır.

Kiliseler
Kentte iki kilise bulunmaktadır. Her ikisi de 18.yy'dan kalmadır. Sokakbaşı Gogora Mevkiinde bulunan müze olarak kullanılmakta olup, Çınarlar mahallesinde bulunan ise çocuk kütüphanesi olarak kullanılmaktadır.

Seyyid Vakkas Türbesi
Kapu Mahallesi'nde bulunan 19.yy'dan kalma bir türbedir. Fatih Sultan Mehmet zamanında ve Giresun'un alınması sırasında şehit düşen Uç Beyi Seyyid Vakkas'a aittir.

Meryemana
Askerlik Şubesi arkasında eski Lonca yolu üstünde bulunmaktadır. Hıristiyanlığın ilk yayıldığı yıllardan kalma bir kaya tapınağıdır. Panaia ve Surp Sarkis adlarıyla da bilinen ve üç katlı olduğu söylenen tapınak, geçmişte şifahane olarak kullanılmıştır.

Hacı Hüseyin Cami
1594 yılında Çobanoğlu Hacı Hüseyin tarafından yatırılmıştır. 1861'de Dizdarzade Murat Bey kızı Ayşe Emetullah hayratı olarak yenilenmiştir.

Hacı Miktad Camisi
1661 tarihli yazıtında yapının Hacı Miktad Ağa'nın vakfı; 1841 tarihli yazıtında Hacı Çalık Kapudan'ın hayratı olduğu anlaşılmaktadır. 1889 tarihli yazıt ise yapıyı Hacı İsmail Efendi'nin yeniden inşa ettirdiğini belirtmektedir.

Kale Camisi
Hükümet Konağı yakınında bulunmakta olup, iki adet yazıtı vardır. 1830 tarihli yazıtında Dizdarzade Emetullah Hanım'ın yaptırdığı yazılmaktadır. 1911-1912 tarihli yazıtında ise, Sarı Mahmutzade El-Hac Mustafa Efendi tarafından yeniden inşa edildiği belirtilmektedir.

Çekek Camisi
Giriş kapısı üzerinde bulunan kitabeye göre, 1884 tarihinde Sarı Alemderzade yaptırmıştır.

Soğuksu Camisi
Giriş kapısı üzerindeki kitabeden anlaşıldığına göre, Müslüm adında bir kişi tarafından yaptırılmıştır. 1986 yılında ise; Giresun Kaymakamı Mahmut Rüştü tarafından genişletilerek yenilenmiştir.

Şeyh Keramettin Camisi
Şeyh Karemettin adında bir kişi tarafından yaptırılmıştır.

Kufa Kuyusu
Bizans döneminden kaldığı sanılmakta olup, kalenin eteğinde ve yeni açılan yolun kenerındadır. Kuyu, 2 m uzunluğunda ve 80 cm genişliğinde ağıza ve 7-8 metrede derinliğe sahiptir.

Ticaret Lisesi Binası Ve Kapısı
1904-1906 yıllarında yapılmış, Dor-Korint-İyon tarzı bir yapıdır.

Millet Bahçesi Kapısı
Hükümet Konağı önüne rastlayan ve Millet Bahçesi olarak anılan parkın kemer kapısı olup, Kitabelerden anlaşıldığına göre, Kaymakam Ziya ve Belediye Raisi Kaptan Yorgi Paşa tarafından yaptırılmıştır.

Nüfus ve yerleşme

Doğal koşullar nedeniyle nüfusun büyük bölümü kıyıda toplanmıştır. İç kısımlar kıyılar kadar yoğun nüfuslu değildir.

Nüfus yoğunluğu Türkiye ortalamasının altındadır. Fakat Orta ve Doğu Karadeniz bölümlerinin özellikle kıyı kesimlerinde nüfus yoğunluğu fazladır.
Kıyı ovaları, maden ve endüstri bölgeleri yoğun nüfusludur. Bölgede doğal koşullar nedeniyle şehirleşme oranı düşüktür.
Bölge nüfusunun yaklaşık %70'i kırsal kesimde oturur. Türkiye genelinde en fazla kırsal nüfusa sahip bölgedir. En önemli şehir merkezleri kıyı şeridindedir. Bunlar Samsun, Zonguldak ve Trabzon'dur. Bölgedeki tarım alanlarının sınırlı oluşu, hızlı nüfus artışı, endüstrinin gelişmemesi, açık deniz balıkçılığının yapılamayışı, bölgeden diğer bölgelere (özellikle Marmara'ya) yoğun göçlere neden olmaktadır.
Diğer bölümler göç verirken Batı Karadeniz göç almaktadır.

Sebepleri

Ereğli-Zonguldak taşkömürü havzalarının varlığı, Karabük ve Ereğli'de demir -çelik endüstrisinin gelişmesidir.
Orta Karadeniz Bölümü dışında iç kesimler seyrek nüfusludur. Orta Karadeniz'de ise, küçük ovaların iç kesimlerde de yer alması nüfusun kıyı ile dengelenmesini sağlamıştır.
Bölgede iç kesimlerde toplu, kıyıda dağınık yerleşme görülür. Yurdumuzda dağınık yerleşmenin en fazla görüldüğü bölge Karadeniz Bölgesi , bölüm ise Doğu Karadeniz Bölümüdür.Bu durum yağışın bol, arazinin engebeli olması ve tarım alanlarının dağınık olmasından kaynaklanır

Karadeniz Bölgesi Dağları

Bölgenin yeryüzü şekillerini III. Jeolojik Devir'de Alp kıvrımları sonucu oluşan doğu-batı yönündeki Kuzey Anadolu Dağları oluşturur. Dağlar kıyıya paralel uzandığı için bölgede boyuna kıyıözellikleri görülür, seld alanı dar, doğal limanlar az ve falezler yaygındır. Ayrıca deniz etkisi iç kesimlere ulaşamaz ve kıyı ile iç kesimler arası ulaşım zordur. Bölge engebeli olduğu için, tarım alanları parçalı ve dardır.

Doğu Karadeniz’de ise dağlar iki sıra halinde uzanır. bölgenin en yüksek dağları bu bölümdedir. Rize, Giresun, Kaçkar, Çimen, Kop, Mescit, Yalnızçam, Canik, Küre, Ilgaz, Köroğlu, Bolu ve Akçakoca dağları kıyıya paralel olarak uzanır.

Kıyı ile iç kesim arasında ulaşım zordur. Dolayısıyla ulaşımda geçitler kullanılır. ( ve gibi)













Marmara bölgesi

Marmara bölgesi

 

Coğrafi Konumu


</p><p>Marmara Bölgesi
Resmi büyült

Marmara Bölgesi
Marmara Bölgesi ülkemizin kuzeybatı köşesinde yer alır. Ülke yüz ölçümünün %8,5'i ile altıncı büyük bölgemizdir. Yaklaşık olarak 66.000 km² alan kaplar. Karadeniz, Marmara ve Ege olmak üzere üç denize komşudur. İstanbul ve Çanakkale boğazları bu bölgede yer alır. Hem Asya, hem de Avrupa kıtasında yer alır.

Marmara Bölgesi Türkiye'nin kuzeybatı topraklarındaki, Asya ve Avrupa Kıtaları üzerinde toprakları olan, adını, boğazlar aracılığıyla Karadeniz ve Ege Denizi'ne açılan aynı adlı iç denizden alır. Ege sahilleri açıklarındaki Bozcaada ve Gökçeada ( İmroz) da Marmara Bölgesi içindedir. 11 ili kapsayan, coğrafî bölgedir. Marmara Bölgesi içinde yer alan iller şöyledir;

Marmara Denizi'ne Kıyısı Bulunan İller

  • İstanbul

  • Tekirdağ

  • Çanakkale

  • Balıkesir

  • Bursa

  • Yalova

  • İzmit

    Marmara Denizi'ne Kıyısı Bulunmayan İller

  • Kırklareli

  • Edirne

  • Sakarya

  • Bilecik (Bilecik'in hiçbir denize kıyısı yoktur)

    </p><p>Bölgenin ve aynı zamanda Türkiye'nin en büyük şehri İstanbul
    Resmi büyült

    Bölgenin ve aynı zamanda Türkiye'nin en büyük şehri İstanbul
    Bölge, Türkiye'nin Avrupa'ya açılan kapısıdır. Edirne, Yunanistan ve Bulgaristan ile, Kırklareli ise Bulgaristan ile sınırdır. Marmara Bölgesi'nin, yine bölge bazında olan 3 komşusu vardır. Güneyde Ege Bölgesi, doğuda Karadeniz Bölgesi ve güneydoğuda İç Anadolu Bölgesi karadan bölgeyi kuşatmıştır. Bölgenin adını aldığı Marmara Denizi haricinde;

    İstanbul,Tekirdağ, Kırklareli, İzmit ve Sakarya illeri aracılığı ile Karadeniz'e; Çanakkale, Edirne ve Balıkesir illeri aracılığı ile de Ege Denizi'ne kıyısı vardır.

    Yeryüzü Şekilleri

    Türkiye'nin ortalama yükseltisi en az olan bölgesidir. Marmara Bölgesi'nin en önemli yükseltisini, güneyde Samanlı Dağları, Trakya kesiminde Karadeniz boyunca uzanan Yıldız Dağları ve güneydeki Uludağ oluşturur. Bu dağlar orta yükseltidedir. Bölgenin en yüksek dağı ise 2543 metre ile Uludağ'dır. Bölgenin en önemli düzlükleri ise Trakya'daki Ergene Havzası, Anadolu yakasındaki Sakarya ve Bursa ovaları ile güneydeki geniş plato alanlarıdır.

    Yer şekillerinin sade olması nedeniyle ulaşım kolaydır. Güney Marmara kıyıları girintili - çıkıntılıdır. Erdek, Bandırma, Gemlik ve İzmit körfezleri önemli girintilerdir.

    Kapıdağ Yarımadası tombolo özelliği gösterir.

    Kuzey kıyıları dik yalıyarlardan (falezler) meydana geldiği için bu kıyılarda fazla girinti – çıkıntı yoktur. Boğazlar, eski akarsu yataklarının daha sonra sular altında kalması ile oluşmuş ria tipi kıyı özelliği gösterir.

    Adaları

    Bölgeye bağlı 21 ada vardır. Adaların çoğunda yerleşim vardır. Ege Denizi'nde bulunan Gökçeada ve Bozcaada da Marmara Bölgesi sınınrları içindedir. Karadeniz'e kıyısı olan
    Kefken Adası bölgenin sınırları içinde bulunur .

    Bursa iline bağlı ada

    # İmralı Adası

    Balıkesir iline bağlı adalar

    # Marmara Adası
    # Avşa adası
    # Ekinlik Adası
    #
    #
    # Paşalimanı Adası
    # Kuş Adası
    #

    Dağlar

    Marmara Bölgesi'nde Yıldız dağları, , Kapıdağ, Uludağ, , , , , , Kazdağı , 'ları bulunmaktadır.Bunların en büyüğü Bursa'daki Uludağ'dır. Yüksekliği 2543 metredir.

    Akarsu ve Gölleri

    Sakarya'nın aşağı kesimi, Meriç nehri, Susurluk ırmağı, başlıca akarsuları oluştururlar. Bölgenin yükseltisinin az olması, akarsuların akış hızını azaltır. Bu nedenle bölge akarsularının enerji potansiyeli azdır. Ayrıca akarsuların yatak derinliklerinin azlığı ve yüzey şekillerinin elverişli olmaması, baraj yapımını zorlaştırır. Bu nedenle Marmara Bölgesi'nin, hidroelektrik üretimindeki payı azdır.

    Bölge genelinde, küçük ölçekli olmalarına rağmen sık bir akarsu ağı vardır. Sakarya, Ergene, Susurluk, Meriç ve Biga Çayı bölgedeki başlıca akarsulardır. Bölge'de irili ufaklı bir çok doğal ve yapay göl bulunur. Büyükçekmece Gölü, Küçükçekmece Gölü, Durusu Gölü, İznik Gölü, Sapanca Gölü, Ulubat Gölü ve Manyas Gölü, açık havası olan tatlı su gölleridir. Bunların haricinde özellikle Güney Marmara Bölümü'nde Biga Yarımadası üzerinde sulama amaçlı birçok baraj gölü ve gölet bulunur.

    Marmara Bölgesi'nin Anadolu yakasında yer alan akarsuları kıyıda delta oluşturamaz. Çünkü.Döküldükleri yerlerde kıyı akıntıları fazladır.

    Yatak eğimlerinin az olmasına bağlı olarak taşıdıkları alüvyonların büyük bir bölümünü alçak kıyı ovalarında bırakmışlardır.

    Bölgedeki Ulubat, İznik ve Sapanca gölleri tektonik kökenlidir. Büyük ve Küçük Çekmece ve Durusu ( Terkos) gölleri ise kıyı set gölüne örnektir.

    İklim ve Bitki Örtüsü

    Marmara Bölgesi ikliminin en önemli özelliği bir geçiş iklimi karakteri göstermesidir. Bölgeye ortalama 600 - 700 mm yağış düşmektedir. Yıllık ortalama sıcaklığı ise 15-16 °C dir.

    Marmara Bölgesi'nin iklimini söylerken, tek bir iklim adı ile başlıklandırmak doğru olmaz, Marmara Bölgesinde hüküm süren iklim Karadeniz İklimi, Karasal İklim ile Akdeniz İklimi arasında bir geçiş evresidir. Bölgede yıllık yağış 500 - 1000 mm arasındadır. En çok yağış kış mevsiminde Aralık, Ocak, Şubat aylarında düşer. En kurak aylar ise Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarıdır. Karlı ve donlu günlerin sayısı kıyı kesimlerde en azdır. İç kesimlere gidildikçe karasallık etkisi artar. Ege ve Marmara denizi kıyılarında makiler, güney Marmara sahillerinde ise zeytinlikler bulunur. Makiler 200m yüksekliğe kadar baskın bitki örtüsüdür. Ergene Havzası'nda bozkırlar oluşmuşsa da bölgenin tamamında yaygınlık göstermez. Yükseltinin olduğu yerlerde, özellikle Trakya'da ormanlara rastlanır.

    Hava sıcaklığının 0°C nin altında geçtiği gün sayısı çok kısadır. Marmara Bölgesi'nin yıllık sıcaklık değerleri: ortalama 14 -16oC, en sıcak ay ortalaması: 23-25oC, en soğuk ay ortalaması: 5-6oC'dir. Yıllık yağış miktarı 600-700 mm civarındadır. Marmara bölgesinde hâkim rüzgârlar genelde Kuzey ve Kuzeydoğu yönlerinden eser.

    Trakya'da karasal iklim özellikleri görülür. Yıldız Dağları Karadeniz'in nemli havasının iç kısımlara girmesini engeller. Balkanlar üzerinden gelen nemli hava kütlesi, nemini Balkan Dağları'nda bıraktığından, Trakya'ya nemden yoksun ve kuru olarak eserler.

    Balkanlar'dan gelen hava kütleleri Marmara Denizi üzerinden geçerken nem alır. Bu nemi Güney Marmara kıyılarına taşır. Dolayısıyla Güney Marmara'nın denizel iklime sahip olmasını sağlar.

    Yıldız Dağları'nın Karadeniz kıyılarına bakan bölümü hariç Trakya'nın tabii bitki örtüsü bozkırdır.

    Kocaeli platosunda bozulmuş Karadeniz iklimi görülür. Yazlar Karadeniz iklimine göre daha sıcak, kışlar daha soğuktur. Yazlar yağışlı olmakla beraber, maksimum yağış kışın düşer. Bölgede Karadeniz kıyıları boyunca ormanlar görülür.

    Güney Marmara'da kışların ılık geçmesi zeytin yetiştirilen alanların yaygınlaşmasını sağlamış, yazların sıcak ve kurak geçmesi pamuk tarımını kolaylaştırmıştır.

    Bol yağış alan yerler ormanlarla kaplı iken, yağış miktarının azaldığı yerlerde stepler görülür. Kuzey Marmara'da ormanlar, Trakya'da stepler, Güney Marmara'da ise maki bitki örtüsü yaygındır

    Marmara Bölgesi Türkiye ormanlarının % 13'üne sahiptir. Bölgeler arasında orman oranı bakımından 4. sırada yer alır.

    Nüfus ve Yerleşme


    </p><p>Harita bölgenin doğusu ve İzmit
    Resmi büyült

    Harita bölgenin doğusu ve İzmit
    Bölge küçük olmasına karşın nüfusu en fazla olan bölgemizdir. Nüfus yoğunluğu Türkiye ortalamasının üstündedir.

    Marmara Bölgesi'nin nüfusu 17,5 milyondan fazladır. Kilometrekareye 250 kişiden daha fazla insan düşer. Nüfusun yarısından fazlası İstanbul il sınırları içersinde bulunur. Aşağıda iller ve nüfusları verilmiştir



  • İstanbul = 12.533.989

  • Bursa = 2.106.654

  • Kocaeli = 1.203.335

  • Balıkesir = 1.076.347

  • Sakarya = 746.060

  • Tekirdağ = 626.549

  • Çanakkale = 464.975

  • Edirne = 402.606

  • Kırklareli = 328.461

  • Bilecik = 194.326

  • Yalova = 168.593

    Bazı ilçe nüfusları:

  • Kağıthane 345.239

  • Tuzla 525.500

  • Gebze 253.000

  • Bandırma 99.000

  • İnegöl 91.000

  • Çorlu 142.000

  • Lüleburgaz 79.000

  • Körfez 82.000

  • Gölcük 56.000

  • Gemlik 64.000


    Kent nüfusu en fazla olan bölgemizdir. Nüfusun özellikle yoğunluk kazandığı yer Çatalca - Kocaeli Bölümü'dür. Sanayi sektöründe çalışan nüfusun en fazla olduğu bölgemizdir. Diğer bölgelerden en fazla göç alan bölgemizdir.

    Bursa, tarım, sanayi ve turizmin geliştiği ülkemizin beşinci büyük kenti konumundadır. Adapazarı, gelişmiş sanayisi ve verimli tarım alanlarıyla yoğun nüfusludur. Balıkesir, Çanakkale, Edirne ve Tekirdağ orta nüfuslu kentlerdir. Bölgede en seyrek nüfuslu bölüm Yıldız dağları bölümüdür. Sebebi; yer şekillerinin engebeli olmasıdır.

    Tarım

    Türkiye'de bölge yüzölçümüne göre, ekili - dikili alanın en fazla olduğu bölge Marmara Bölgesi'dir. Buna yol açan faktör, arazinin fazla engebeli olmaması, düzlüklerin geniş yer kaplaması ve makineli tarımın yaygın olmasıdır. Bölgede tarımın gelişmesinde ulaşım kolaylığı, sulamanın yaygınlığı, tüketici nüfusun fazla olması rol oynar.

    Bölgede aynı anda, üç değişik iklim tipinin görülmesi, tarım ürün çeşidini artırmıştır.

    Marmara Bölgesi'nde ekili dikili alanların oranının fazla olmasına karşın, bölgenin nüfusunun fazla olması diğer bölgelerden de tarım ürünü almasına neden olur.

    Bölgede yetiştirilen başlıca tarım ürünleri

    Zeytin : Bölgenin özellikle Akdeniz iklimi etkisi altındaki güney kıyılarında yetiştirilir. Özellikle Gemlik zeytinleri ülkemizin en kaliteli sofralık zeytinlerini oluşturur.

    Pamuk : Bölgede yaz yağışlarının azaldığı güney kesimde özellikle Balıkesir yöresinde yetiştirilir.

    Tütün : Bölgenin çeşitli yörelerinde üretimi yapılmakla beraber, kaliteli tütünler Adapazarı ovasında yetiştirilir.

    Ayçiçeği : Türkiye'de en yoğun olarak bu bölgede yetiştirilir. Özellikle Trakya'nın iç kısımlarında Ergene Havzası 'nda yetiştirilmektedir.

    Şeker pancarı : Şeker fabrikalarının bulunduğu Alpullu, Adapazarı ve Susurluk çevresinde sulanabilen alanlarda üretilir.

    Buğday : Bölgenin hemen hemen her tarafında yetiştirilir. Çeşitli endüstri bitkileri ile (özellikle şekerpancarı) nöbetleşe ekilir.Bölgeye düşen ortalama yağışın yeterli olmasından dolayı sulanamayan, topraklarda da ekimi yapılmaktadır.

    Pirinç : Ülkemiz pirincinin yarıdan fazlası bu bölgeden elde edilir. Özellikle Ergene ve Meriç ırmağı çevresinde yetiştirilmektedir.

    Mısır: Özellikle Doğu Marmara ve Trakya'da yetiştirilmektedir.

    Bölgede çeşitli tarım ürünleri yetiştirilmesine hatta bazı ürünlerde önde olmasına karşın, diğer bölgelerden ürün alır. Çünkü göçlerle nüfusu hızla artmakta, üretim yetersiz kalmaktadır.

    Meyvecilik: Bölgede meyvecilik çok gelişmiştir. Özellikle Bursa çevresinde çilek, elma , armut, kiraz, şeftali ve kestane üretimi oldukça fazladır.

    Hayvancılık

    Bölgede hayvancılık büyük ölçüde şeklindedir. Ahır hayvancılığının gelişmesinde, tüketici nüfusun fazlalığı ve pazarlama sorununun çözülmüş olması gösterilebilir. Bununla beraber bölgede yer şekillerinin ve iklim şartlarının elverişliliği de etkilidir. Bölgede makineli tarımın yaygın olması mera ve otlakların daralmasına yol açmıştır.

    Bölgede ahır hayvancılığının yanında mera hayvancılığı da yaygındır. Yıldız Dağları çevresi ile Tekirdağ, Balıkesir ve Çanakkale dolayında mera hayvancılığı yaygındır.

    İstanbul ve çevresinde Bursa , Gemlik, Bilecik çevresinde ipekböcekçiliği yapılmaktadır. Ayrıca özellikle boğazlarda balıkçılık yoğun olarak yapılmaktadır. Balıklar mevsime göre sıcak denizlerden soğuk denizlere, soğuk denizlerden sıcak denizlere göçerler. Bu göçlerin yapıldığı boğazlar balıkçılığa elverişli alanları oluşturur.

    Sanayi

    Ekonomik yönden en gelişmiş bölgemizdir. Sanayi kesiminde çalışan işçilerin yarıya yakını, sanayi ürünlerinin üçte birinden fazlası bu bölgeden elde edilir. Sanayinin en çok geliştiği bölgedir.

    Bölgede Sanayinin Gelişmesinde;
    • Hammadde temininin kolay olması,
    • Hinterlandının geniş olması,
    • Ulaşım kolaylığı,
    • İşgücünün fazla olması,
    • Pazarlama kolaylıkları,
    • Tüketici nüfusun fazla olması, etkili olan faktörlerdir.

    Türkiye'de üretilen enerjinin 1/3'ü Marmara Bölgesi'nde tüketilir. Ülkemizin en büyük sanayi kuşağı bu bölgede İstanbul - Adapazarı arasında bulunmaktadır. Bu hat üzerinde çok çeşitli iş kolları yer alır. Türkiye'nin en gelişmiş ve işlek limanı, İstanbul limanıdır.

    Bölge Türkiye ekonomisine ticaret, ulaşım, turizm ve sanayi faaliyetlerinden elde ettiği gelirlerle büyük katkı sağlar. En fazla vergi veren bölgemizdir.

    Yeraltı Kaynakları

    Mermer :Marmara Adası ve Bilecik'te kaliteli mermer yatakları vardır.

    Bor mineralleri:Balıkesir (Bigadiç, Susurluk) Bursa arasında çıkarılmaktadır.

    Linyit Çanakkale ve çevresinde çıkarılır.

    Doğalgaz: Kırklareli (Hamitabat) çevresinde gaz çıkarılır.

    Turizm

    Doğal güzellikleri ve tarihsel değerleri ile İstanbul, Bursa, Marmara kıyıları önemli turistik merkezlerdir.Özellikle Güney Marmara kıyılarında yaz turizmi gelişmiştir.

    Uludağ, yalnızca bölgenin değil, ülkemizin de en önemli kış turizmi alanıdır. Marmara Bölgesi, turizmden en çok gelir elde eden bölgedir (%48).

    Bölümleri


    </p><p>Marmara Bölgesi'nin bölümleri
    Resmi büyült

    Marmara Bölgesi'nin bölümleri
    Adapazarı Ovası'nın doğusundan başlayarak, Silivri'ye kadar devam eder. Marmara Bölgesi'nin kuzeydoğu topraklarını kapsayan bu bölüm İstanbul Boğazı ile ikiye bölünür. Doğudaki kısım Kocaeli Yarımadası ve Adapazarı Ovası, batıdaki kısım ise 'dır. Bölüm akarsular ile parçalanmış olup, yer yer tepeliklere sahiptir. Ortalama 150 - 200 metre yükseklik gösteren bu tepeler plato özelliği taşır.

    Bölümün Karadeniz kıyılarını bakan taraflarında ormanlar görülürken, Marmara Denizi kıyısında bitki örtüsü yerini maki ve zeytinliklere bırakır. Bölümde toprakları bulunan İstanbul, Kocaeli ve Sakarya illerinin üçünde de kuzayde yerleşim seyrektir. Nüfus yoğunluğu daha ılıman iklime sahip olan, güneydedir. Kuzeydeki en önemli yerleşim merkezi Şile'dir. Buna karşılık güneyde en önemli yerleşim birimleri, İzmit, Gölcük ve İstanbul'dur.
    şeker pancarı, zeytin, sebze üretimi ve tahıl çeşitleridir. Silivri ve Çatalca ilçelerinde önemli ölçüde hayvansal gıda üretilir. Tereyağı, peynir ve yoğurt bunların başlıcalarıdır.

    Çatalca ilçesindeki ocaklardan çıkarılan grafit işlenmesi için İstanbul'a gönderilir. Durusu Gölü çevresinde çıkarılan linyit İstanbul'da yakacak ihtiyacı için kullanılır.

    Bölümün böylesine gelişmesinin sebebi Asya ve Avrupa kıtalarını birbirine bağlayan Boğaz Köprülerinin bu bölüm içinde İstanbul ilinde olmasıdır. İstanbul ticaret, sanayi, bankacılık, kültür, sanat, medya, ulaşım, tekstil, kimya, dericilik, kundura, ilaç, cam, besin ve turizm bakımından Türkiye'nin merkezidir. Tüm bu sunduğu imkânlar dahilinde İstanbul uzun yıllar durmak bilmez bir göç dalgası ile karşı karşıya kalmış ve bugün Türkiye'nin toplam nüfusunun 8/1'nin bünyesinde bulundurur. Aldığı nüfus ile hızla büyüyen İstanbul ili yaşayanlara yeterli altyapı ve konut sunamamaktadır ve plânsızca büyümektedir. Devlete ve özel sektörün çabalarıyla şehirde kentsel dönüşüm seferberliği başlatışmış, gecekondulaşmanın yerini toplukonutlar ile çözme yoluna gidilmiştir. Günümüzde İzmit, Adapazarı ve Gölcük, İstanbul'un hemen arkasında hızla büyümektedir. İstanbul ve Adapazarı arası büyük bir sanayi sahasıdır. Buralarda devlete ve özel sektöre ait birçok tersane, çimento, beyaz eşya fabrikaları, alüminyum ve petrokimya tesisleri bulunur. Gölcük ilçesi bir donanma üssü ve askerî araçların yapıldığı bir sanayi merkezidir.

    Yıldız Dağları Bölümü

    Bölüm Karadeniz'in kuzeyinde Karadeniz'e paralel uzanan Yıldız Dağları'nı ve çevresini içine alır. Ortalama yükseltisi 800 m civarındadır. Karadeniz ikliminin etkisiyle bölümde daha çok yayvan yapraklı ormanlar yaygındır.

    yıldız Dağları Bölümü, Marmara Bölgesi'nin kuzeybatısını oluşturur. İsmini alanın büyük bir alanını kaplayan Yıldız Dağları'ndan alır. Batıda, Bulgaristan sınırından, doğuda Durusu Gölü'ne kadar uzanır. Yıldız Dağları'nın Karadeniz'e bakan yamaçlarında Karadeniz iklimi etkilidr. Doğal bitki örtüsü makilik olup, yaklaşık 150 metre yükseklikten sonra ormanlar başlamaktadır. Yıldız Dağları'nın batı kısımları plâto özelliği taşır, ve bu alandaki verimli tarım arazilerinde buğday, ayçiçeği, şeker pancarı ve mısır tarımı yapılır. Küçükbaş hayvancılık oldukça gelişmiştir ve buna bağlı olarak bölümde birçok mandıra ve peynir imalâthanesi vardır. Bölümdeki başlıca yerleşim merkezleri, Kırklareli, Vize, Pınarhisar ve Saray'dır. Sanayi bakımından en önemli tesis Pınarhisar'daki çimento fabrikasıdır. Nüfus yoğunluğu en az bölümdür.

    Bölüm, Marmara'nın diğer bölümlerine göre işlek ulaşım yollarından uzakta yer alır. Bundan dolayı bölgenin en seyrek nüfuslu bölümüdür.Bölümde ormancılık faaliyeti yapılır. Bunun dışında küçükbaş hayvancılık görülür. Dağ eteklerinde ahır hayvancılığı ve tarım yapılmaktadır. Ancak, tarım yapılan yerler sınırlıdır. Tarım, Yıldız Dağları'nın güney eteklerindeki plâtoluk alanlarda yapılmaktadır.

    Yerleşim merkezleri İstanbul'a doğru uzanan yolların üzerine kurulmuştur.

    Ekonomimize en büyük katkısı hayvancılık ve ormancılıktır.

    Ergene Bölümü

    Bu bölümde özellikle kışın Balkanlar'dan gelen soğuk hava kütlelerinin etkisiyle kışları soğuk ve kar yağışlı, yazları sıcak ve kurak olan karasal iklim şartları yaşanır. Bundan dolayı tabii bitki örtüsü bozkırdır.

    Ergene Bölümü, adını içinealan bu bölüm Yıldız Dağları ile Koru Dağları arasında kalmış bölümü kapsar. Tekirdağ ve Edirne illerinin bütünü ile Kırklareli'nin yarıya yakınını ve Çanakkale'nin Gelibolu ilçesinin çok küçük bir alanını kapsar.

    Marmara Bölgesi'nin, en soğuk, en az yağış alan, bitki örtüsünün en cılız olduğu yer Ergene Bölümüdür. Genel bitki örtüsü bozkırlardır. Bölümde yetiştirilen başlıca ürünler; buğday, mısır, çeltik, şeker pancarı, ayçiçeği, susam ve patatestir. Bağcılık ve ayçiçeği üretimi çok gelişmiş olduğundan, buna bağlı olarak da alkollü içecek ve yağ sanayii gelişmiştir. En önemli yerleşim merkezleri,Uzunköprü,Meriç, Babaeski, Lüleburgaz, Çorlu, Çerkezköy, Malkara, Keşan, Edirne, Tekirdağ ve İpsala'dır. Hamitabat beldesinde çıkarılan
    doğalgazdan elektrik üretilir. 'e bağlı ayçiçeği fabrikaları bölüm ekonomisini önemli ölçüde canlandırmıştır.

    Ekili - dikili alanların en fazla olduğu bölümlerden biridir. Verimli topraklara sahip olması nedeniyle bir çok tarım ürünü bu bölümde yetiştirilir. Bunların başında ayçiçeği, pirinç, şekerpancarı ve buğday gelir. Özellikle ayçiçeğinin en fazla üretildiği bölümdür.

    Ahır hayvancılığı gelişmiştir.

    Türkiye'yi Avrupa'ya bağlayan kara ve demir yolları, bu bölümde yer alan Edirne'den Avrupa'ya açılır.

    Güney Marmara Bölümü

    Bölgenin en yüksek yeri olan Uludağ bu bölümde yer alır.

    Güney Marmara Bölümü yeryüzü şekilleri bakımından Marmara Bölgesi'nin en fazla çeşitlilik gösterdiği bölümdür. Plâtolar, ovalar, göller, akarsular, körfezler bölümün başlıca yer şekilleridir. Saros Körfezi ile İzmit Körfezi'nin güneyinde kalan, Çanakkale, Balıkesir, Bursa, Yalova, Bilecik illeri ile, İzmit ve Sakarya illerinin bir kısmını kapsayan alandır. Bölümdeki ovalarda buğday, ayçiçeği, tekirdağ şeker pancarı ekimi ile dutluklar ve meyve bahçeleri vardır. Küçükbaş hayvancılık çok gelişmiştir. Bursa yöresinde ipek böcekçiliği yapılır. Gelibolu ve Kapıdağ yarımadaları ile Çanakkale ilinin genelini kapsayan Biga Yarımadası nüfusun en seyrek olduğu yerlerdir. Buralarda engebe fazladır. Çanakkale Boğazı, Gelibolu Yarımadası ile Biga Yarımadası'nı birbirinden ayırır.

    Bölüm akarsu, göl, körfez ve adalar yönünden oldukça zengindir. Bölgenin en önemli akarsuyu Susurluk Çayı'nın vadisi Marmara Denizi'nin ılıman havasının iç kesimlere ulaşmasını sağlar. Biga Çayı ile diğer önemli akarsulardır. İznik, Ulubat ve Kuş Gölü bu bölümde bulunur. Bunlar içinde Kuş Gölü dünyaca üne sahip bir millî parktır.

    Bölümün en önemli yerleşim birimi Bursa'dır. Bir süre Osmanlı Devleti'ne başkentlik yapmış Bursa, tarihî, doğal ve ekonomik ve kültürel yönden gelişmiş bir turizm şehridir. Diğer önemli yerleşim merkezleri Balıkesir, Çanakkale, Erdek, Gemlik, Karacabey, Mustafakemâlpaşa, Bandırma, Biga, Gönen'dir. gelişmiş olması, bölümünde gelişmesine sağlamıştır. Bursa, Bandırma, Balıkesir, Çanakkale, Yalova ve Bilecik'te gıda sanayiinde, Balıkesir'de şeker ve kâğıt sanayiinde, Bursa'da tekstil, otomotiv ve konserve sanayiinde Bandırma'da kimya sanayiinde gelişmiştir.

    Çanakkale'ye bağlı Biga ve Çan ilçelerinde hâlâ faal olan linyit ocakları mevcuttur. Bandırma limanı bölge için çok önemlidir. İstanbul - Bandırma arasında arabalı feribot taşımacılığı yapılır. Gönen'de kaplıca turizmi, Susurlukta bor çıkarımı, Bilecik ve Marmara Adası'nda ise mermercilik yapılmaktadır.

    Bölümde, özellikle kıyı şeridinde Akdeniz iklimi görülür. Buna bağlı olarak karakteristik bitki örtüsü makidir.

    Bölümdeki eğimli arazilerde ve kıyı kesimde zeytin yetiştiriciliği yaygındır. İç kısımlarda ise şekerpancarı, tütün, ayçiçeği, pamuk gibi tarım ürünleri yetiştirilir.

    İpekböcekçiliğinin en fazla geliştiği bölümümüzdür.

    Bölümde nüfus, Bursa çevresi gibi verimli ovalarda toplanırken, bölümün batı kesiminin dağlık ve engebeli olmasından dolayı nüfus yoğunluğu azalmıştır.

    Bölümün en büyük şehri Bursa'dır. Bursa, sanayi şehri olmakla birlikte aynı zamanda tarım ve turizm şehridir. Yünlü, pamuklu ve ipekli dokumacılık gelişmiştir. Oto montaj ve konservecilik gelişen diğer sanayi kollarıdır.

    Bölümde ayrıca seramik (Çanakkale), suni ipek (Gemlik), suni gübre (Bandırma) fabrikaları yer alır.

    Çatalca - Kocaeli Bölümü


    </p><p>Kocaeli
    Resmi büyült

    Kocaeli
    Bölüm, Anadolu'yu Trakya'ya bağlayan yolların üzerinde iki yarımadadan oluşur. Bu bölüm, aşınarak düzleşmiş platolardan meydana gelmiştir.

    Akdeniz ikliminin etkisi hakimdir. Tabii bitki örtüsü maki ve ormanlardır.

    Marmara Bölgesi'nin en fazla nüfuslanmış bölümüdür. Sanayileşmeye bağlı olarak

    İstanbul ve İzmit birbirine bağlanmış durumdadır.

    Bölümde, tarım daha çok Aşağı Sakarya Ovası'nda yapılır. Bu bölümde ayçiçeği, mısır, tütün, şekerpancarı gibi endüstri bitkilerinin tarımı yapılır.

    Ekonomik faaliyetlerin başında sanayi, ticaret, ulaşım ve bankacılık gelir.

    Bölümün (Aynı zamanda bölgenin ve Türkiye'nin) en büyük şehri İstanbul'dur. Her türlü sanayi kolunun bulunduğu iç ve dış ticaretin yapıldığı, bütün ulaşım yollarının yoğun olarak kullanıldığı kültür ve ticaret merkezidir.

    Bölümün diğer bir sanayi şehri olan İzmit'te kâğıt, boru, lastik, petro-kimya ve otomotiv gibi çok çeşitli sanayi kolları
  • Akdeniz Bölgesi

     

    Akdeniz Bölgesi

    Yüzey Şekilleri

    Akdeniz bölgesinin dağlık ve oldukça engebeli bir yapısı vardır. Bölgenin yeryüzü şekillerinin ana çizgilerini Toros’lar belirler. Antalya Kör.’nin iki yanında yer alan B. Toroslar, K.’de Göller yöresinde birbirine yaklaşıp sıkışır.
    Gazinatep iline bağlı bir ilçe yüzölçümü 1,250 kilometrekare, nüfusu 51.327 dir. Yüzeyi çoklukla dağlık ...
    ...Tümünü okumak için linke tıklayınız.
    Teke Yarımadası’nın batısında beliren batı
    Toroslar
    Toros Dağları, Türkiye'nin Akdeniz kıyılarına paralel olarak, Rodos Adası'ndan Suriye sınırına kadar yaklaşık 2.000 kilometrelik bir dağ zincirinden oluşmaktadır. Bu zincirin en yüksek noktası yaklaşık 4.000 metrelik Demirkazık zirvesidir. Torosların bu bölgesi Aladağlar adıyla anılmaktadır.
    ...Tümünü okumak için linke tıklayınız.
    Taşeli Platosu’na kadar uzanır. Genellikle kalker ve ofiyolitli kayalarından oluşan bu dağlar kırıklı ve kıvrımlı bir yapı gösterir. Batı Torosların en yükse noktası Bey Dağlarındaki 3096 m’lik Kızlar Sivrisi tepesidir. Göller Yöresi’nin kalker oluşumu, Sarp dağlarının ortalama yüksekliği 2000-2005 m arasındadır; Yüksek kütleler arasında Avlan, Gördes, Söğüt gibi karstik kökenli çanak biçimli çukur alanlar vardır.

    Bu kesim aynı zamanda düden, obrük, mağara , yer altı dereleri ponor (suyutan) ve voklüz kaynakları gibi karstik şekiller bakımından da zengindir. Türkiye’nin,
    Güney Anadolu'da Orta Toroslarda yer alır...
    ...Tümünü okumak için linke tıklayınız.
    Beyşehir ve Eğridir gibi büyük tatlı su gölleri buradadır. Batı Toroslar, dik eğimli yamaçlarından inen bol sulu akarsular tarafından parçalanmış ve genellikle boylamasına uzanan derin vadiler ortaya çıkmıştır.

    Orta Toroslar, güney batıdaki Taşeli platosu ile kuzey doğudaki uzun yayla arasında uzanır. Bu kesimdeki başlıca yüksek kütleler batıdan doğuya doğru Bolkar dağları, Aydos Dağları, Aladağlar , Tahtalı Dağlar ve Binboğa dağlarıdır. Orta Torosların en yüksek noktası


    Aladağlar’da 3756 m’ye yetişen Demirkazık Tepesidir. Orta Toroslar Uzun Yayla’da 1500m yüksekliğindeki bir platoya dönüşür. Orta Toroslar kuzey-güney doğrultusunda akan bol sulu akarsular tarafından parçalanmıştır. Göksu, Lamaz (Limonlu) çayı , Tarsus çayı bunların başlıcalarıdır. Bu akarsular kalker oluşumlu dağlar arasında, derinliği 1000m’yi bulan vadiler açar ve yörenin yüzey şekillerinin sert bir görünüm almasına neden olur.

    Amanos Dağları, Toroslar dağ sisteminin en güneyindeki bölümünü oluşturur ve İskenderun Körfezinin doğusunda dik bir duvar gibi yükselir. Lübnan topraklarından doğarak kuzeye doğru akan ve Antakya yakınlarında dik bir açıyla batıya dönen Asi ırmağı , Amik ovasının Güneybatı ucunda , geniş tabanlı bir vadiden geçer ve Samandağı yakınlarında Akdenize dökülür. Çukurova , doğuda Amanos Dağları, batıda ise orta Toroslarla sınılanır.

    Bu geniş düzlük batıda Seyhan doğuda Ceyhan ırmaklarının taşıdığı alüvyonlarla oluşmuş büyük bir delta ovasıdır. Çukurova’nın kuzey kesimleri bu iki ırmağın kolları ile yeryer parçlanmış bir plato görünümündedir; buna karşılık güneyde tekdüze bir hal alır.

    Bölgedeki en önemli akarsular doğudan batıya doğru sırasıyla Asi, Ceyhan ve Seyhan ırmakları ile Göksu, Köprü Suyu, Aksu, Eşem ve Dalaman çaylarıdır. Başlıca doğal göller Beyşehir, Eğridir, Burdur ve Suğla gölleridir. Kıyılarda ise irili ufaklı birçok lagün vardır. En önemli yapay göller ise Seyhan ve Aslantaş baraj gölleridir.

    Akdeniz kıyıları genellikle, az girintili çıkıntılı olması ve geniş yaylar çizmesi bakımından Karadeniz kıyılarına benzer; kıyı sahanlıklarına da pek rastlanmaz. Bölgenin en batı kesiminde ise dağlar kıyıya dik uzandığı için, burada Ege kıyılarına benzeyen daha girintili çıkıntılı bir kıyı tipi vardır. Bu kıyıların, yakın zamanlardaki bir deniz düzeyi yükselmesi sonucu oluştuğu sanılmaktadır. Engebeli kıyının içine sokulmuş küçük koylar, adalar ve yarımadalar bu yükselme nedeniyle ortaya çıkmıştır. Kalker oluşumların fazla olduğu bu kesimde birtakım karstik şekillerin kısmen deniz basmasına uğramasıyla doğal koylar oluşmuştur.; ilkçağda gemilerin sığınak ve barınarak yeri kullandıkları bu koylara kalanklı kıyı adı verilir.

    İklim ve Bitki Örtüsü

    Bölgede genelde yazları sıcak ve kurak, kışları ılık ve yağışlı geçen Akdeniz iklimi egemendir. Ancak yüksekliğe bağlı olarak iklim özellikleri oldukça önemli farklılaşmalar gösterir. Dağların denize bakan yamaçlarında ve arkalarında çukur alanlar ise karasal etkilerin arttığı bir iklim tipine rastlanır. Gene de Akdeniz’in etkisi nedeniyle bu kesimlerdeki iklim , İç Anadolu’daki kadar şiddetli karasal özellikler taşımaz.

    En sıcak ay ortalaması kıyılarda 27-28 derece , iç kısımlar 23-25 derecedir; en soğuk ay ortalaması ise kıyıda 10 derece dolayında iken iç kısımlarda 1,5-2 dereceye kadar iner. Benzer biçimde, yıllık ortalama sıcaklık kıyılarda 18-20 derece, iç kısımlarda ise 12-14 derece kadardır.

    Akdeniz Bölgesi genellikle güney ve güneybatıdan gelen hava kütleleri ile cephelerin etkisi altındadır. Bunlara bağlı olarak da yağışlar orografik ya da cepheseldir. Yağış miktarı genellikle dağların uzanış biçimlerine ve nemli rüzgarlara açık olan yüzeylerindeki konumlarına, yani bakılarına göre değişir. Kıyı kesimlerinde, bakı koşullarına bağlı olarak yılda ortalama 700-1300 mm. tutarında yağış düşer. Bu değer iç kesimlerde 400 mm. dolaylarındadır. Bölgede genellikle, bir Akdeniz iklimi özelliği olan kış yağışları egemendir. İç kesimlere gidildikçe karasal iklim etkisi ile yağışlar ilkbahara kayar; gene de en çok yağış kışın düşer. Kıyılarda yağışlar genellikle yağmur şeklindedir ; kar, 5-10 yılda bir yağar; don olayına da oldukça az rastlanır. Dağların yüksek kesimlerinde ve Göller Yöresi’nde kışın kar yağışları etkili olur; don olayı ise hemen hemen bütün kış sürer. Yaz kuraklıkları iç kesimlerde olmakla birlikte kıyılardaki kadar şiddetli değildir.

    Bölgede egemen rüzgarlar çoğunlukla kuzey rüzgarlarıdır. Ancak rüzgar rejimi, topografik koşullara ve deniz komşuluğa göre yerel değişikliklere uğrar. Kıyılarda yazın genellikle batı ve güney yönlü rüzgarlar eser. Zaman zaman deniz ve kara meltemleri etkili olur.

    Akdeniz bölgesinde doğal bitki örtüsü sıcak ve kurak yazlardan etkilenmiştir. Bu nedenle kurakçıl bir nitelik taşır ve kolaylıkla bozulma eylemi gösterir. Orman örtüsü çalılık halini almış, çalılıklarda yer yer seyrekleşmiş, hatta ovalık yerlerde büsbütün ortadan kalkmıştır. Günümüzde Akdeniz Bölgesi’nde görülen bitki örtüsü, başlangıçtaki karakterini tümüyle kaybetmiş gibidir.


    Akdeniz bölgesinde doğal bitki örtüsü beş gruba ayrılır. Kıyıda 500-600 m yüksekliğe kadar olan yerlerde şiddetli yaz kuraklığına uyan, kışın da yeşil kalan makilerdir. Boyları 3-5 m’yi geçmeyen bu bitkiler delice, kocayemiş, sandal ve zakkum en yaygın olanlarıdır. Bu bitkiler terra rossa denen killi demirli ve az kireçli topraklarda yetişir. Kireçli topraklarda yetişen daha seyrek bitki tiplerine garig adı verilir.

    600-1200m arasında kızıl çam ve meşelerin egemen olduğu karışık ormanlar yada yamaç ormanları ortaya çıkar. Kızıl çamların aralarında yer yer meşelikler, daha yükseklere doğru ise halep çamı ile kara çamlar görülür. Bu kesimde kahverengi orman toprakları yaygındır. Yüksek kesimlerde yağış etkisiyle toprakta yıkanma (podzolleşme) görülür.

    1200-2100m arasında ise yüksek ormanlar diye adlandırılan ve seydir, köknar ile kayınlardan oluşan orman kuşağı yer alır. Özellikle batı ve orta toroslarda saf sedir ormanları vardır. Bu katın tipik tanıtıcı ağaçları toros köknarı, lübnan sediri , sarı çam ve çeşitli ardıç türleridir. Amanos dağında ise Karadeniz Bölgesi'ndeki bitki örtüsüne ve özellikle doğu kıyınına rastlanır. Bu katta podzolik karakterli topraklar yaygındır.

    2000m’nin üstünde iğne yapraklı ağaçlar seyrekleşir ve bodurlaşır. Bu alan 2100-2300m sonra erer ve Alp çayırları denen , renkli çiçeklerle bezenmiş yazları da kurumayan yüksek otluklara geçilir. Bu katta kestane renkli çayır toprakları yaygındır.
    Göller yöresi ve Tekke yarımadasındaki yüksek ovalarda step bitkileri yetiştirilir. Buradaki stepler gerçekte ot stepleri değil, meşe ormanının tahribi sonucu oluşmuş ağaç stepleridir. Ova kenarlarında, tahripten kurtulmuş ardıç ve kara çam topluluklarına da rastlanır. Steplerde daha çok kireçli kahverengi ve kestane renkli topraklar yaygındır.

    Bölgede, tipik Akdeniz bitkisi olmadıkları halde yerel koşullara uyum sağlamış Avustralya okaliptüsleri ile kurakçıl Amerika bitkilerinden kaktüsler ve agavlar da oldukça geniş alanları kaplar.

    Nüfus

    Akdeniz kıyılarında, Doğu Karadeniz kıyılarında görülen yoğun nüfus şeridine rastlanmaz. Dağlık kesimlerin geniş yer tutması nedeniyle kıyı boyu çok kez tenhadır. Bununla birlikte dağlar arasına sıkışmış, yoğun tarım yapılan küçük ovalarda önemli nüfus birikmeleri göze çarpar. Antalya düzlüğünün sert travertenlerden oluşmuş batı kesimi ile Çukurova’nın kumul ve batıklık kıyı kesmi tenha yerler arasındadır. Nüfus yoğunluğu Çukurova’nın iç kenarından başlayıp, sulanan yerlere doğru giderek artar. İskenderun körfezi kıyılarıda nüfus yoğunlu oldukça yüksek yerlerdir; Amanos Dağlarını denize dik inen güney yamaçları ise çok tenhadır. Amik ovasının çevresindeki yoğunlaşma şeridi Antakya’nın güney doğusundaki tepelik alanlara doğru sokulur. Kahramanmaraş, Hatay çöküntü oluğunun çalılık “Hassa leçeleri” kesimi oldukça tenhadır. Göller yöresinin dağlık ve ormanlık kesimleri genelde oldukça tenhadır. Buna karşılık yalvaç-bozkur oluğunun dağ eteği boyları ile Isparta odasının sulanan güney böülümünde nüfus oldukça yoğundur.

    Akdeniz Bölgesi'nde toplu kır yerleşimleri egemendir. Bu durum özellikle dağlık kesimlerde ve dağ eteklerinde belirgindir. Ovalarda toplu yerleşmeler arasında serpilmiş yerleşmelere de rastlanır. Dağlık kesimlerdeki ya da Antalya travertenleri gibi verimsiz alanlardaki yerleşmeler daha küçüktür. Bölgenin en büyük kenti 916000 bulan nüfusuyla Türkiye’nin 4. Büyük merkezi olan Adana’dır. Nüfusu 500000 ile 100000 arasında ki kentler ise Mersin, Antalya, Kahramanmaraş, Tarsus, İskenderun, Antakya, Osmaniye ve Isparta’dır.

    Ekonomi

    Akdeniz Bölgesi'nde ekonomi tarıma dayanır. Çalışan nüfusun büyük bölümü tarımla uğraşır. Türkiye’de tarımdan elde edilen gelirin en yüksek olduğu bölge burasıdır. Sanayi ise daha çok bölgenin doğusunda, Adana,M ersin, arasında ve İskenderun'da yoğunlaşmıştır. Turizm kıyı kesimlerde özellikle Antalya çevresinde önemli bir gelir kaynağıdır.

    Bölgede tarımsal etkinlik oldukça çeşitlidir; özellikle bitkisel üretim gelişmiş ve teknik düzeyi yükselmiştir. Ekonomik değerleri yüksek birçok ürün yetiştirilir; modern tarım girdileri ve yoğun tarım teknikleri kullanımı yaygındır; üretim iç pazarada olduğu kadar dış pazarada dönüktür. Başka alanlarda olduğu gibi tarımsal etkinlik alanında da kıyı kesimi ile iç kesimler arasında hem yetiştirilen ürün türleri , hem de yetiştirme açısından önemli sayılabilecek farklar göze çarpar.

    Kıyı kesiminin başlıca ürünleri pamuk, susam, yer fıstığı, turunçgiller, muz, zeytin, incir, üzümdür, Bu kesimde yapılan bitkisel üretimi farklılaşmış dalı da özellikle Antalya ve Mersin dolaylarında yoğunlaşmış olan turfanda sebzecilik ve seracılıktır; üretim özellikle son 10 yıl içinde hızla artmıştır. Yumuşak kış koşulları , havaların erken ısınması, don olaylarının seyrekliği gibi etkenlerin bu gelişmede rolü büyüktür. Bölge üretimi büyük kentlerin sebze gereksinimini karşıladığı gibi önemli ölçüde ihracat da yapmaktadır.

    Göller yöresi ve Teke yöresinin iç kesimlerindeki tarımsal etkinlik ise iklim ve toprak özelliklerine bağlı olarak hemen hemen tümüyle farklı bir nitelik taşır. Bu kesimde daha çok kuru tahıl tarımı egemendir. Sulana bilen alanlarda ise iklim koşullarına uygun sanayi bitkileri ve meyveler yetiştirilir. Bu yörelerdeki dağlık alanlar hem ovaların doğal su deposu hem de yazın ovalardan getirilen sürüler için yaylak işlevi görür. Tarım takviminin farklı oluşu yüzünden, dağlık alanlardaki kırsal kesimde yaşayan halkın birbölümü zaman zaman aşağıdaki ovalara inerek tarla işlerinde çalışır.

    Modern tarım teknikleri kullanıldığından üretim miktarı fazladır. Yetiştirilen birçok ürünün Türkiye içindeki payı yüksektir. Türkiye pamuk üretiminin %41 gül yaprağı ve muz üretiminin tümü turunçgillerin %89, yer fıstığı üretiminin % 90 , soya üretiminin %91, karpuz üretiminin %29, domates üretiminin %21, üzümün %17 ve zeytin üretiminin de %15 Akdeniz Bölgesi'nden sağlanır.

    Bitkisel üretimindeki ileri teknoloji düzeyi hayvancılıkta yerini geleneksel ve ilkel yöntemlere bırakır; bu nedenle hayvancılık pek gelişmemiştir. Daha çok küçük baş hayvanlar beslenir. Ülkedeki kıl keçilerinin ¼’ü koyunların ise %06’sı Akdeniz bölgesindedir. Bitkisel üretimden elde edilen gelirin hayvancılıktan elde edilen gelire göre çok yüksek olması hayvancılıkla uğraşan göçerlerin bitkisel üretime kaymasına yol açmaktadır. Yaygın olarak tavukçuluk ve arıcılık yapılan bölgede elde edilen bal miktarının Türkiye üretimi içindeki payı %12’dir. Deniz canlıları açısından pek zengin olmayan Akdeniz’de küçük çapta balıkçılık yapılır.

    Akdeniz Bölgesinde varlığı bilinen maden yatakları oldukça çeşitli ise de rezervleri fazla değildir. Bölgenin dağlık yapısı nedeniyle ulaşım güçleşmekte, bu da maliyeti yükselterek madenciliği bir ölçüde kısıtlamaktadır. Ülke ölçeğinde önemli sayılabilecek tek maden batı toroslar kesimindeki boksit yataklarıdır. Fethiye yakınlarında krom ve zımpara taşı yatakları vardır. Keçiborlu’da ki kükürt yatakları ülkede işletilen tek kükürt yatağıdır.

    Sanayi kuruluşları özellikle bölgenin doğusunda, Adana bölümünde yoğunlaşmıştır. Bu bölümün bölgeye toplam üretimindeki payı, tarımda olduğu gibi sanayi sektöründe de çok yüksektir. Pamuklu ve sentetik dokuma, petrokimya, çimento, bitkisel yağ, tütün işleme başta konserve olmak üzere gıda, sabun, deterjan, içki, tarım araç ve gereçleriyle, madeni eşya ve metal doğrama başlıca sanayi kollarıdır. Bölgenin çeşitli yörelerinde kağıt, şeker, gül yağı, yem, gübre, süt ürünleri, tarım alet ve makineleri, un, hazır giyim, pil, orman ürünleri, tuğla ve kiremit fabrikaları vardır. Sanayi özellikle Adana-

    Tarsus- Mersin hattı üzerinde yoğunlaşmıştır. ATAŞ rafinerisi Mersin’de, kısa adı İSDEMİR olan İskenderun Demir-Çelik Tesisleri ise İskenderun ilçesindedir.

    Akdeniz Bölgesi'nde , özellikle Adana’da sermaye birikimi önemli ölçeklere ulaşmış ve bölge sınırlarına taşmıştır. Ülke çapındaki birçok yatırımda bu kesim sermayesinin payı vardır.

    Doğal güzellikler ve tarihsel değerler nedeniyle bölgede turizm önem kazanmaktadır. Yılın 8 ayında denize girilebilen geniş doğal plajlar ve antik kentler sayısı her yıl artan yerli ve yabancı turisti çekmektedir. Özellikle Antalya yöresinde gelişmiş olan turizm kıyılarda yaşayan halkın en önemli gelir kaynaklarındandır. Turizm kaynakları giderek artmaktadır. Doğal ve tarihsel değerler açısından zengin olan bölgelerde bazı çalışmalar yapılarak koruma alanları oluşturulmuştur. Bunlardan başlıcaları Güllük dağı, Karatepe-Aslantaş, Kızıl dağ , Kovada gölü, Köprülü kanyon, Olimpos-Bey dağları sahil milli parklarıdır.

    Ulaşım giderek gelişmektedir. Mersin ve İskenderun limanları ayrı bir önem taşır. Çukurova’nın ticaret iskelesi konumundaki Mersin limanı yöredeki petrol rafinerisi nedeniyle daha işlek bir hale gelmiştir. İskenderun limanı da ticaret ve petrol açısından önem taşır. Son yıllarda her iki limanında Akdeniz’de yapılan ithal ve ihraç taşımacılığındaki payı artmaktadır. Bölgenin batısındaki Alanya, Antalya ve Fethiye limanları turizm açısından önem taşır. Akdeniz Böl’nin Türkiye’nin tüm bölgeleriyle kara yolu, ayrıca büyük yerleşim merkezleriyle hava yolu bağlantısı vardır. Başlıca yollar E-5 ve E-24 kara yollarıdır. Bunların bir bölümü paralı otoyol haline getirilmektedir. Adana, Antalya ve Dalamandaki havaalanlarından başka merkezle düzenli uçak seferleri yapılır. Mersin, Taşucu’ndan KKTC’ye feribot seferleri


    Akdeniz bölgesi, Akdeniz bölgesi haritası
    Akdeniz bölgesi, Akdeniz bölgesi haritası